Üç silahşörden hayata dair leziz, hafif gözlemeler.

Perşembe, Haziran 02, 2005

ben bir garip robotum

yemekten kalanları bulaşıkhaneye giden hareketli platforma bırakmaya gidiyordum.

insanlar ellerinde içi boşalmış tepsilerle sıra olmuş bekliyorlar. diğer tarafta da yemek almak için gelenlerin sırası. bazıları arada konuşuyor ama masalarda herkes pür dikkat yemek yiyor.

yapılanların sıradanlığı ile ilgili bir post olacak bu. hayatı sıradanlıktan çıkarmak tabiki durup bir anda masanın üzerine çıkıp oynamak değil. ama kendimiz için küçük süprizler yapmakta güzel olurdu.
  • mesela her yemekte veya sonrasında daha önce hiç denemediğimiz bir ürün almak raftan.
  • haftada veya iki haftada gazetelerin sıralandığı raftan daha önce hiç okumadığımız bir gazete ve bir dergi almak.
  • dostluklarımızı taze tutmak, ayda en az bir günü tamamen arkadaşlarımıza ayırmak.
  • her ay daha önce hiç gitmediğimiz bir yere gitmek. yepyeni bir yemek denemek.
  • her altı ayda bir şehir/ülke dışında bir kaçamak yapmak. herkesin bahsettiği ama hiç görmediğimiz yere çılgınca, ani bir planla kaçıp en azından bir gün geçirmek.
  • daha önce aklımıza bile gelmeyen bir sporu bir kez olsun denemek, en azından özel tabirlerini öğrenmek.
  • her hafta daha önce hiç seyretmediğimiz eski/yeni bir film seyretmek. ama illaki deniz kenarında biraz vakit geçirmek, çimlere basmak, temiz havayı içine çekmek. (e bunların bazılarını yapıyoruz, kalanlarıda hep aklımızda; ama planlayıp bir checklist oluşturmazsak kendimize bir görev olarak yazmazsak unutulup silinecekler)
yoksa robotlardan ne farkımız kalacak, zaman su gibi akıyor.
bu ara çok yerde insanların hayatın gürültüsünden bıktığını okuyorum, herkes kaçmak istiyor, kendi dünyamızı kendimize açık hapishane yapmışız. şimdi davranıp birşeyleri değiştirmezsek bir daha asla değiştirmeyeceğiz.

3 Yorumlar:

Blogger tipbir dedi ki...

yine klasik gaza gelinmislik belirtileri.. Neyi degistiricen ki.. onemli olan bakıs açısını degistirip daha eglenceli seyleri gormen yada yapmanla alakalı hayatı yaşanır kılmak.. hiç merak etmediğim bir dergiyi okumak bana anlamsız geliyor.. bugüne kadar okumadıysam var bir sebebi demekki.. şimdi hayatımda bir değişiklik olsun diye niye okuyayım ki.. Bence fikirlerinde ''sen sen olmaktan çık'' diyorsun.. Unutma insanlar kendi olduğu müddetçe mutludur.. boğulma tehlikesi geçirmiş birinin deniz kenarından zevk alacağını kimse iddaa edemez.. böyle anlık gazlarla hayat güzelleşmez.. Hayatı monotonluktan çıkaran iyi gözlem yapabilmektir.. kimsenin farkedemediği şeyleri farketmektir.. bir amaç için yaşamak ve onun için bir gayret göstermektir.. Kısaca insanın ilgisini çekmeyen şeyleri sırf değişiklik olsun diye yapması ancak ne istediğini bilmeyen insanlar için anlık bir keyif verir o kadar.. Olmadı, olmayacak bu gazlarla.. insanlara bakış açıları kazandırmak lazım.. demek gerekki gel hayata birde bu pencereden bak..işte insanlara farklı pencereler gösterirsen insan monoton hayatı bir anda yaşanır hale getirebilir.. Robotlaşmak denilen tanımda insanın yaşadığı hayata duygularını katmamasındandır.. sevmeyi unutmak, aşkı yalan görmek veya tebessümü gerek olduğu için yapmaktır insanı robotlaştıran.. Mesela ben yolda yürürken kimsenin bakmayı akıletmediği şeylere dikkat ederim.. kalabalık bir cadde de ağaçlara bakarım.. veya çatıdaki kuşlara.. görebilmektir hayat.. bu ağaç konusuyla ilgili bi blog patlatayım bari.. orda daha iyi anlatırım:)

1:26 ÖS

 
Blogger tipyedi dedi ki...

işte demek istediğim buydu sevgili zırtapoz. ve biliyosunki ben bilgisayar sevdama üniversitede bir gün yaw şu dergide neyin nesi diye rastgele bir dergi almak için girdiğim bayi yüzünden kapıldım.

sen olmak denen şeyden mutlu olmak kavramıyla tembellikten ve yenilikten korkmaktan başka birşey anlatmıyorsun bana. ben böyle iyiyim bana dokunmayan yılan bin yaşasın dersen bana yılan demiş olursun lağım dedin ses çıkarmadım bu defa kozlarımızı kutsal kaşıkla paylaşırız:))

anlık gaza gelmeler de olmasa kim değiştirir bu seyri. hem senin yolda yürürken kafanı kaldırma fikrin de bu konsept içinde. yani bir anda yenilik ihtiyacı doğmuş. farklı bir bakış yakalamak istemişsin.

detaylardaki güzelliği farketmek veya olaylardaki güzel yanları görmek apayrı. sen bi blog patlat bunun üzerine bende sana sinir bozucu bi yorum yapayım ödeşelim.

gözünün ucuyla okuyon sen benim yorumları heralde.

6:11 ÖS

 
Blogger tipyedi dedi ki...

hem "kaos projesi" başarısız olduysa bunda senin payında var:))

6:13 ÖS

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa