Üç silahşörden hayata dair leziz, hafif gözlemeler.

Perşembe, Mayıs 26, 2005

Cevher Var Senin Hamurunda

Akrabası olmayan yok gibidir.. onlar bizim başrolünü oynadığımız hayatımızın figüranları.. amca, yenge, teyze, hala, torun, baldız, kaynata, birader, bacanak v.b... ne kadar çok dimi? Dahada sayabiliriz bunları..

Birde herbirinin birer tanımı vardır. Kimdir baldız veya elti? Değilmi bilmek lazım bunları.. Sen ne kadar bilinmemesi gerektiğine inansanda bilmediğin farkedildiğinde kınanırsın.. Anneler bu konuda toplumun en uzman kişileridir..Bu gelişmiş kavramlarla yapılan tanımlar vardır.. Yengenin eltisigilden eniştelerinin baldızı.. Buyur başka ne alırdınız? Benim bu tarz bir tanımı ilk seferde çıkarmam imkansız.. İptal oluyorum zaten.. ilkinde oturtamazsan sonra hiç anlıyamıyorsun.. Birde anlamadığın için çeşitli yollardan deniyorlar. Ya hani Rıfkı amcan varya ablanın eltisinin amcasının kardeşi.. Hah onun küçük kaynısı.. Bunuda anlamadıysan pes. Herşey açık seçik ortada daha nasıl anlatılsınki ama sen hala senfoni dinliyorsun kavallar eşliğinde.. Bu arada adını ilk kez duyduğun Rıfkı amcanın kim olduğunu sorma cesaretin yok denecek kadar az..:)

Aslında böyle bir tanişma olayında en temizi hafif bir tebessüm ile başını sallayıp.. Biraz samimi hatır sormaktır.. Yani aa evet anladım.. Ay ne güzel bende hep merak etmiştim, tanıştığım çok iyi oldu!!! demek gibi birşey.. Aksi halde anlamadığınızdaki handikap tam bir komedi:)

Olayın bu kadar kompleks olması bizim kültürümüzün bu konuda nirvana derecesinde gelişmiş olmasından.. Bakın şimdi olay nerelere gelecek.. Ben bile şaşıracam galiba:P

Şirketlerde insanları motivede hep tavsiye olarak söylenen kişiye değer vermektir.. Nasıl yapalım.. Mesela bir departman açın, falan sorumlusu diyin.. yani bir sıfat verin vasfı olsun..O zaman daha mutlu ve verimli iş çıkar.. Bu denenmiş ve netice alınmış bir fikir.. Yani değer vermenin en somut hali.. Bu sistem şirket çıkarları ve huzuru için ortaya konmuş bir fikir.. Ama sen kültürümüzün bize farkettirmeden yaptırdığına bak.. Toplumu oluşturan her ferde akrabalık ilişkileri noktasında bir misyon vermiş. Hemde herkese bir tanede değil iki üç tane.. Böylece herkes sorumluluk sahibi, sorgulama ve hesap verme bilinci içinde.. O zaman diyorki ''ben önemseniyorum''.. ''Ben koskoca amcayım tabi sayacak beni''.. veya ''ben halayım söylerim tabi yanlış yaptımı''.. Bu toplumsal oluşumda kişiler sayıldığında sevecek sevildikçe sayılacak.. Aksaklıklar olabilir bu insanın olduğu her yerde olan birşey.

Hele hele bakın şirketimizi daha verimli kılmak için aldığımız yontemin makro boyutunu biz farkedemeyipte elin japonundan felan almışız.. Kadıkı kültürümüz değil bir şirket koskoca bir topluma uyarlamış, saygı anlayışı ile... Yaa kültürüne sahip çık diye boşuna söylememişler:)..

Ama diğer ülkeler böyle mi?.. Onlar bu sistemleri keşfetmek için sıfırdan düşünüyor. Çünkü onlarda bizdeki kadar gelşmiş akraba tanımları yok..

Biz önce sahip olduğumuz değerlere bakalım..İçimizde bir çok sistemin kaynağının farkına varacağız.. Bu arada herkesin annesinin eltisinin kayınbiraderinin baldızının küçük kaynına selam olsun.. Aa çok şaşırdım.. Ben size şaşırcam demiştim:)

1 Yorumlar:

Blogger tipyedi dedi ki...

bu bağdaştırma ne derece geçerli olabilir ki. kimse bir firmada sana sadece motive etmek için bir ünvan vermez. bence modeli eşleştirmen hatalı olmuş. yani ürünlerin, ilişkilerin, herşeyin adlandırılması gibi bizimki de bir adlandırmadan ibaret. kaldı ki ingilizcede de pekçoğu var. brother-in-law, sister-in-law. bunları birbiriyle someone's doughter's brother-in-law is your grandmoms sisters cousin diye adlandırabilirsin. yani akrabalık bir bizde mi var.

kendi kültürümüz dediğin şey insanın anne babasından gelen akrabalık ilişkilerinin çok ötesinde. genetik özelliklerimizin şekillendirdiği kendi düşünce yapımız ve bunun renkleri olabilir. ama akrabalık ilişkileri insan kaynaklarıyla bağdaştırılamaz.

5:32 ÖS

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa