Üç silahşörden hayata dair leziz, hafif gözlemeler.

Pazartesi, Temmuz 04, 2005

Almanya'ya dair

Almanları nasıl bilirsiniz?
Çalışkan, takım oyunu nedir iyi bilen, dürüst.

Peki ya Almanya'yı?
Yemyeşil, bisiklet severler için cennet, sakin, huzurlu, düzenli.

Buna rağmen Berlin'de karşılaştığım bazı Almanlar gelecekleri açısından oldukça tedirgindi. Siz Türkler üretim maliyetlerini bu kadar düşürmeseydiniz fabrikalarımıza kilit vurmak zorunda kalmazdık diyor. Benim cevabım ise maliyet düşürmek suç ise suçlunun Çin olduğu yönünde.

Dortmund'ta Türklerle konuştum hepsinin derdi aynı. Fabrikalar bir bir kapanıyor ve ucuz ülkelere taşınıyor. Ama o kadar kapsamlı bir sosyal sistem kurulu ki 80 milyonluk Almanya'da aç kalmanız bir yana sıkıntıya düşmeniz bile imkansız. İster işiniz olsun ister olmasın. Fabrikaların kapanmasından ve işsiz kalmaktan korkanların hiçbiri Türkiye'ye geri dönmeyi düşünmüyor bile.

Bence Almanya'nın sorunu ucuz işgücü değil. Zira ellerinde sağlam bir kapital birikimi olan Alman firmaları Çin gerçeğinden en kazançlı çıkanlar arasında. Geçen yıl Alman firmaların kar rekorları kırdığını da görmezden gelmemeli. Ama Almanya gibi sosyal destekleri güçlü ve zenginlik konusunda tepe noktada yer alan ülkelerin sorunu gelecek nesiller.

Herkesin keyfi o kadar yerinde ki insanları okumaya "zorlamak" imkansız. Örneğin Almanya'nın mühendis açığı var şu anda. Kapatması ise imkansız. Elektrik mühendisi olarak sadece bu yıl için bile 2000 açıkları mevcut.

Bu durum Almanya için dezavantaj iken işsizliğin azalmakla birlikte oldukça yüksek sayılabileceği Türkiye için avantaj olduğunu söylemek zor olmasa gerek. Hem 2 milyon 800 bin Türk'ün yaşadığı bir ülkede Hintli veya Çinliler gibi kültür şoku yaşamaksızın kolay adaptasyon hem de Almanlardan farklı olarak esnek düşünme ve "bir olurunu bulma" yetenekleri güçlü memleket evlatlarının oralarda başalarılı olmaları kuvvetle muhtemel.

Ben şu an mühendislik fakültesinde okuyan bir öğrenci olsam ilk yapacağım şey Almanca kursuna kaydolmak olurdu. Kaliteli bir hayat yaşamak, iyi kazanca sahip olmak öncelikli beklentiniz ise Almanya güzel bir hedef olabilir.

Tabi, koyu kıvamlı kapitalizm düşüncesi, geliştirme departmanları ve know-how'un da iş gücü ucuz ülkelere transferini beraberinde getirmezse.

2 Yorumlar:

Blogger tipbir dedi ki...

hosgeldin..
simdi gidip gormedik oralari sna karsi ne yazsak yala olur.. doru soyluyorsundur ne diyim. ama universitedeki gencleri almanya ya yonlendirmen bana mantikli gelmedi. gelisime cok imkani olmayan bir yer muhendis icin cokta cazip degil.. ama belki bir seneligine bilemedin 2 seneligine gidilip bir tecrube edilebilinir.. ama o da ciddi firmada olursa.. almanyanin insanlara tanidigi sosyal imkanlari orada yasayan bir arkadastan dinlemistin.. gercekten dedigin gibi.. isin olmasa bile krallar gibi yasiyorsun.. isin varsa gerçekten kral olarak yaşıyorsun:)) bence problem gelecek nesildeki ahlak cokuntusu.. ama bu su cok konu goturur:))

7:58 ÖS

 
Blogger tipyedi dedi ki...

niye öyle düşünüyorsunki. ahlak çöküntüsü dediğin bireylerin kişisel tercihleri.

orada dr. ünvanlı birçok insanla muhabbet şansı buldum. her birinin çok güzel aile hayatları var. düzenli, mutlu. bana tüketim toplumu insanın tüketme adına kendi arzularının esiri olmasına yol açıyor demişti. bu durum gençlerimizde yaygın dedi. bende her yerde yaygın dedim. kapitalizmin işlemesi için tüketim toplumu lazım. bunu sağlamak için ise insanın sonu gelmeyen isteklerini kamçılamak zorundalar. gençliğinizin durumu ise bunun sonucundan farklı birşey değil dedim.

bence almanya denenmeli. bir hedef olmalı genç mühendisler için. 20 yıl sonra birikimini alıp Türkiyede memleketi için birşeyler yapmak isterse onun bileceği iş.

10:17 ÖÖ

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa