Üç silahşörden hayata dair leziz, hafif gözlemeler.

Pazar, Haziran 26, 2005

Gizli Sosyaller

Birak yakamı.. kendimle yalnız bırak beni.. hep en değerli zamanımı alıyorsun dedi sessizce haykırarak teknolojiye.. sakin ve kendinden emin '' yapabiliyorsan sen birak beni'' dedi masum teknoloji...

Neyse biz onlari basbasa bırakalım. Anlaşılan konu derin ve bir o kadarda karışık... Bilgisayarı olmayan yok gibi.. en azından bu yazıyı okuyan herkesin bilgisayarı vardır diye düşünüyorum.. Bende bir arkadaşla uzun zamandır planladığımız bir projemizi hayata gecirdik.. Maltimedya oyun.. oyunun hangisi olduğunu söylemiyim ki reklam olmasın.. Neyse bir haftadır koptum desem yalan olmaz.. Neyden mi koptum.. Gezmeden, televizyondan, sinemadan vb herseyden..

Bir hesapladım bir gunde ortalama 15 saate yakın monitöre bakıyorum.. Gözlerimin yorulduğunu hissediyorum.. Birde bilgisayarın olduğu yerde çok yakınımda solda televizyon var.. tam ateş altındayım.. İyice başım ağrıyor ve bu maltimedya projesi 3-4 hafta daha surecek gibi duruyor.. sonunda nasıl olurum bilmiyorum.. radyasyondan saclarim turuncu çıkacak heralde..

Aklıma geldide ne zaman bilgisayarla vakit gecirmeye baslasam sosyal hayattan kopuyorum.. Hatta cogu zaman kafayi bir kaldiriyorum herkes yatmis.. Bu şu mu demek; iyi bir teknoloji kullanıcısının sosyal hayatı sıfıra yakındır..

Çünkü bendeki bu durum çok insanda var olan bir olay.. Bir yanda gerçekten aktif sosyal hayattan kopan kişi bilgisayar başında internette veya farklı bir platformda çokta sosyal olmayan bir görüntü çizebiliyor.. Ama çok farklı konularda değişik kaynaklara ulaşabiliyor ve keyifli bir halde bilgi kaynakları edinebiliyor.. Buda aslında sosyalleşmede bir boyuttur. Böyle bir durum karşısında sosyal olmanın tanımı nedir peki? İnsanlarla iletişimse nettende yapabiliyorsunuz.. Yani bilgisayar basındaki kişinin pasif veya gizli aktif diyebileceğimiz bir sosyal hayatı var diyebilirmiyiz?

Ama herkesin bildiği sosyal hayat tanımlarına uymadığı için antisosyal deniliyor.. Bence böyle insanlarda sosyal.. ama biraz gezse dolaşsa iyi olur.. Sizde gizli sosyallerdenmisiniz?

4 Yorumlar:

Blogger Nilüfer dedi ki...

Evet bilgisayarın başına oturunca bir anda herşeyden kopuyorsunuz.Saatlerce bilgisayarın başından kalkamıyorsunuz internette sayfalar arasında gezinirken zamanın nasıl geçtiğinin farkında bile olmuyorsunuz.Bazen acıktığınızı hissetmiyorsunuz yada acıksanız bile yerinizden kalkmayı düşünmüyorsunuz.Ya da evdekilerin size söylenmeleri ''Yeter artık bu kadar da bilgisayar başında zaman harcanır mı ''bunu bile duymuyorsunuz.Sonuçta bir şeyler öğrendiğim sürece, bana artı birşeyler kazandırdığı sürece benim için yararlıdır.

5:20 ÖS

 
Blogger tipyedi dedi ki...

hatirlarsan bir ara bende de oyun sorun vardi. strateji oyunu hastasi olarak bir yil yillik iznimin tam bir haftasini "warcraft 3 frozen throne" oynayarak gecirmistim. Ama hic ama hic pisman degilim. Bir efsane yasadim resmen.

ne yaptim peki? asosyallesme kaygisiyla guzelim bilgisayarimi sudan ucuz fiyata bir arkadasima sattim. iyi mi yaptim bilmiyorum neredeyse 2 yildir hic oyun oynamadim. oyunlari cok ozlediiimm :)))

faydaci bir insan olarak fayda gormesem oyun oynamazdim. ingilizcemin ve sistem kurma yetenegimin yarisini oyunlara borcluyum.

yanimdaki kiz aglamaya basladi sununla ilgileneyim. bu konuda daha sonra da yazacagim. onemli..

6:12 ÖS

 
Blogger tipyedi dedi ki...

evet nerede kalmistik,

cok nefis bir nokta yakalamissin. gelecek tahmincileri ozellikle multiplayer oyunlarin onumuzdeki 15 yil icerisinde hayatimizin cok onemli bir kismini isgal edecegini dusunuyor. sanal dunyalarda arkadasliklar kurmak gercek dunyadakindan farkli bir arabirim icermesinin disinda neredeyse tamamen ayni bence. Ozellikle forgotten planets eksenli sanal dunyalarda olusturulan irklar (elf, cuce vs.) farkli yetenekler gelistirme mecburiyetleri ve ortak hedeflere ulasmak icin planlamalar bence insana gercek hayata yardimci olacak cok sayida ozellik kazandirabiliyor.

Burada onemli olan dogru oyunlara prim vermek. Ornegin adventure veya strateji tarzi oyunlarin katkisi cok yuksek olabiliyorken doom halflife vs. turu oyunlarda takim calismasi disiplini disinda pek birsey almak mumkun degil.

Oyunlarin bir ogretici olarak ta buyuk rolleri oldugu dusuncesindeyim. Mesela ceasear 3 oyununda o donem kulturu ile ilgili herseyi, haritalari hatta tanrilarinin isimlerini bile ogrenmistim ve hala hatirlarim. Mars'a kurban vermedim diye bana yaptiklarini hala hatirliyorum:))

Sana katiliyorum, oyunlar multiplayer olduklarinda sosyal bir alan olusturuyor. Ozellikle gelecekte sosyal hayatin buyuk bir parcasini olusturacak.

Cnbce de olmasa bir aptal kutusundan farki kalmayan televizyon yerine insanlarin oyunlari tercih etmesinden dogal ne olabilir ki. Tek gereksinim pc ve broadband penetrasyonu. O da hizla yayginlasiyor.

Istanbulda aksam eve dondugumde bursadaki arkadaslarimin beni yeni bir gorev ve maceralar icin bekliyor oldugunu bilmek keyif verici olmaz mi?

6:27 ÖS

 
Blogger ilber dedi ki...

tipbir,
asosyallik ve antisosyallik aynı şey değil galiba.
ikincisi bana kalırsa gördüğüm kadarıyla internet vasıtasıyla iletişim kurmakla yüzyüze kanlı canlı iletişmek arasında da ciddi bir fark var.
sosyalliğe yeni tanım getirilebilir,veya genişletilebilir ama bu, bu ikisi arasındaki farkı ortadan kaldırmaz.
ortak yönleri olmasına rağmen , kendilerine özgü birer dil bunlar başlıbaşına jargonuyla,kurallarıyla vs ile.

12:24 ÖS

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa