Üç silahşörden hayata dair leziz, hafif gözlemeler.

Çarşamba, Haziran 22, 2005

Büyük, Orta ve Küçük

Bir şey ki; bunun küçüğü olur büyüğü olur.. Yani irili ufaklıdır.. hatta ufak olana ufaklık bile denir bazen:) onunla kavgada edersiniz oynarsınızda.. sizin arkadaşınız gibidir bazen.. Hele küçük olunca insan bir başka sever.. gıdıklar şakalaşır ve aklınıza gelebilecek herşeyi yaparsınız.. Size kısa süreli kızsa bile hemen gönlünü alabilirsiniz.. Büyük oluncada bu sefer o size aynı şeyleri yapar.. Sizinde büyük olduğu için bir saygı gösterirsiniz.. Ewet ''karındaş'' kökünden gelen kardeşten bahsediyorum..:) Yani aynı karından çıktığı için demişler karındaş diye.. Sonra karındaş diye diye kardeş olmuş bugünkü haliyle...

Dediğimiz gibi aynı karından çıkan kişilere kardeş denir.. :) Böyle bir tanımı başka bir yerde bulucağınızı sanmam.. Tabi böyle bir mantıkla olaylara baktığımızda hemen ilginç kelimeler üretebiliyoruz ve türkçemizi tüketebiliyoruz:) Bir kaç örnekle nedemek istediğimi ifade edeyim.. Mesela aynı duraktan binen insanlar durakdaş, aynı otobüsten inenlere otobüsdaş diyebiliriz.. Gördüğünüz gibi bunları çoğaltmak mümkün.. Ama bu ''daş'' ların en önemlisidir karındaş (kardeş)..

Aile çekirdeğidir toplumun ve çocuk neşesidir bu çekirdeğin.. çocuklar bir kaç tane olabilir tabiki.. ama daha çok çocuk daha fazla neşe mi demek bilmiyorum. Belki bazen.. Peki böyle bir yapı içinde siz ailenize neşe getiren kaçıncı kişi olmak isterdiniz? Demek istediğim şu; içimizde ilk çocuk olan var ortanca grubundan olan var ve tekne kazıntısı denilen son çocuk olan var:) Bunların herbirinin birbirine göre avantajları ve dezavantajları var.. Bunları anlatmak aslında çookta ilginç değil nasıl olsa herkes bu avantaj veya dezavantajları yaşıyor..

Ama bir bakalım neymiş bu avantajlar.. İlk olarak büyük çocuktan başlayalım.. Bir kere ailenin ilk heyecanıdır. İlk misafiridir.. İlk torundur.. ve nice ilklere imza atmıştır.. Ama ebeveynler bu işi nasıl yapacaklarını çözmüş ve ne kadar istesek yaparız düşüncesiyle ve ilk çocuktan aldıkları cesaretle ortanca grubuna dahil olacak çocuk neşe kaynağı olarak gelir eve.. Ama bu çocuğun pek bir ilke imzası yoktur.. ve direkt karşılaştırılır.. Bu daha çirkin, yok bu daha hareketli gibi.. tabiki bu hızda bir aileye üçüncü çocuk yoldadır bile.. ebeveynler duralım dedikleri an son gelen çocuk bir anda tekne kazıntısı olur.. Bunun kendisine ne gibi bir etki yapacağını bilmeden büyürler..

Herşeyinin küçüğünü seven bir millet olarak son gelen çocuk her zaman bir öncekilerin papucunu dama attırır.. Kardeşler arasında iyi kötü bir sürü gün geçer.. Her anlaşmada o küçük sen abisin/ablasın diyerek büyük olan susturulur.. O her zaman korumaya ve akıllı davranmaya mecburdur.. Madem önce geldin yükümlülüklerin var:) küçük çocuk ise ne yapsa hoş karşılanır.. Aman çocuktur denir.. herkes İlk onunla ilgilenir.. Bilirki kendinken büyük kardeşleri ona yardımla yükümlüdür:) Bunu bazende kullanır.. Aslında bu en avantajlı bir konumdur gibi geliyor bana.. Diğer yandan en büyük kardeşin otorite kurarak baskısıyla bir kral hayatı yaşaması ihtimaller içindedir:)

İşte ne olduğu belli olmayan grup ;ortancalar.. Yani ne büyük ne küçük.. Bazen büyük gibi davranırken bir anda küçüklük misyonunu temsil etmelidir.. Bu grubu ben çavuşlara benzetiyorum.. büyük kardeşine hırslanıp küçük kardeşi üzerinde baskı kurabilirler..:) Ama çocuğun psikolojisinin en zor anlarını yaşadığı konumdur ortanca:)

Bu kadar çeşitliliğin içinde size tercih hakkı verilseydi hangi konumda olmak isterdiniz? Veya şu anki konumuzun avantajlarını ne kadar değerlendiriyorsunuz?