Üç silahşörden hayata dair leziz, hafif gözlemeler.

Salı, Haziran 21, 2005

koşmak, yürümek, durmak..

Ya ileri adım atıp büyürsünüz ya da geriye adım atıp güvenli bir köşeye sığınırsınız.
Abraham Maslow, 1908-1970, Amerikalı Psikolog

Marjinal'in e-bülteni her zaman keyifli. Sektörleriyle pek alakam olmasa bile yazılanları okurum.

Büyümek istiyor musunuz?
İnsan küçükken büyümek ister ve büyüyünce küçüklüğüne özenir.

Kariyer'de buna benzer durumlar içerebiliyor. Bazıları kariyeri boyunca koşar, hep daha iyisi olmalı, bir sonraki adımı atmalı, hızlı olmalı, çabuk gerçekleştirmeli. Sonunda ya nefesi kesilir yığılır, ya bitiş bayrağına ulaşır ve derin düşüncelere dalar ya da önce yavaşlar, sonra yürümeye başlar.

Bazıları adım adım ilerler. Yavaş ama emin adımlarla. Koşanlara baktığında özenir, üzülür. Zamanla gerisinde kalan koşanlara acır, ama her zaman bitişe ulaşır. Bitişe ulaştığında kendisine verilen 10.'luk payesi olsa da.

Bazıları yürümez, koşmaz, oturur ve düşünür. Koşanların en sonra yaptığını en başta yapar. Bazen yürümeye karar verir, bazen sadece oturur, umursamaz. Sonunda herkes yerin altına girecek nasıl olsa. Kendini üzmenin ne alemi var, der. Haklıdır böyle düşündüğünde, ama tembelliğindense oturması haksızlıktır yaptığı.

Bazen ise bunlardan herhangi biri önüne kestirme yollar çıkar. Bir anda hak etmediği halde birinci bitirir yarışı. Bazen şımarır, bazen farkına varır elde ettiği şansın ve kıymetini bilir.

Kariyer ilginç bir yolculuk. Ama en ilginç yanı ilerledikçe karşılaşılan sürprizleri ve sonunda geriye dönüp baktığında düşündürdükleri olmalı..

3 Yorumlar:

Blogger ilber dedi ki...

merhaba,
bu başarı, iş yaşamı, kariyer konuları ilgimi çekmekte bir okuyucu olarak.
örneklerle daha iyi anlarım ben, ik sayfalarındaki gibi 'aptal'/'gerzek' ,hiç bi yere basmayan yazılarından olmazsa da üstüne keyif sigarası da içerim.
velud kalemlere kuvvet.
her şey çok güzel olacak (mı) çocuklar?
bu deyişlerin aruzla yazılması da ilginç bir nokta idi.
böyle işte. yuvarlanıp gidiyoruz.

3:02 ÖS

 
Blogger tipyedi dedi ki...

Aslında insanın durumu bu soruya nasıl cevap verdiğinden ibaret. Herşey zaten iyi veya ne kadar uğraşırsan uğraş hiçbir şey iyi olmayacak.

Çok çalışıp kendini yıpratan ve elinde bir hiçten başka birşeyi kalmayanlar veya tembel tembel yatarken ağzına pişmiş armut düşenler. Ben bu iki durumu da yaşadıktan sonra önemli olanın işi hayat amacı yapmadan ve hiç bir zaman kendimi yıpratmadan oynarken kendime de dönüp bakabilmek olduğunu gördüm.

İnsan boştayken iş sahibi olmayı özlerken iş yoğunluğundan tükeniyorken keşke şu an bir balıkçı olsam diyebiliyor. İş hayatı bir şekilde geçecek. Her anın güzel yanlarını görmek gerek. Yoksa sadece kendimizi üzmüş oluruz.

4:49 ÖS

 
Blogger tipbir dedi ki...

kariyer aslında reguler bir yolculuk mu bunu belirlemek lazım.. Ben size ülkemizdeki kariyer yolculuklarını kendimce tanımlayım.. bir kere herkes en tepeye bakar.. normaldir.. ama kimse bir işe girmeden önünü göremez.. girdiği iş kişinin kariyerinde belirleyici yön olur.. bu formda şekillenir.. ama bu noktada bazıları için şansın çok buyuk etkisi vardır.. eee ne diyelim nasip:)

7:54 ÖS

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa