Yorgunum Dostlarım Yorgunum Artık
Edebi olunuz musunuz miyizmiş.
Edeb iyidir hoştur.. Hepimiz onu iyi biliriz. Kimseye kötülüğü dokunmamıştır.. Dokunan varsa çıksın söylesin.. Birde işi olmayıp bu güzelim kelimeden kelime türetmişler.. edeb-iyat... yaa İşte olay budur.. edebiyatın tabiki bir çok yönü vardır.. Geçtiğimiz zaman içinde ''bunalım edebiyatı'' na dair bir yazımız olmuştu blogumuzda.. Ben severim edebiyatı.. her türlüsünü... bu konuda birşeyler yazmak başka bir blogta şiirimi paylaşmaktan mütevellid (konu edebiyat olunca divan edebiyatınıda ara ara bu şekilde yad edicem) elime geçen bir dünya ki o benim şiirlerimin yazılı olduğu defter bir anda yönlendirdi beni..
Bu seferde ''yorgunluk edebiyat'' ın dan bahsetmek isterim.. Bu tür iş yerlerinde, pikniklerde ve olabilecek potansiyel beden işinin var olduğu her yerde kendini gösterir ve geliştirir. Bu edebiyatın babası kimdir bilmiyorum ama çok yorgun biri olduğunu zannetmiyorum..
Bu edebiyatı yapan insanların tarzı genelde serbesttir.. Yani aruz veznine uyayım, yok cinas yapayım.. tecaili arifane burdan geçse bana ne der gibi bir kaygısı yoktur.. Bu edebiyatın gelişmesine ağır ve yorucu işlerden kurtulma hissiyatı çok destek vermiştir.. Bu edebiyatla uğraşan edebiyatçılarda edebi- yat ın yatmak kısmını bizzat gerçekleştirip edeb kısmından zaman zaman uzaklaşırlardır..
Bu edebiyatçılarımız gün içerisinde sürekli yoğun ve yorgun olarak bilinirler. Hatta bu noktada sinirli ve agresif söz ve efektlerle sanat eserlerini süslerler.. Bu anlamda kimse onlardan bir iş rica edemez..
-çok sıkıntı var, yine mesaiye kalacam, yetişecek çok iş var, imkansız kafamı kaşıyacak vaktim yok, elim ayağım tutmuyor, abi bugun benden birşey istemeyin, püfffff, offfff. v.b. ... sözler bu edebiyatın neredeyse temel taşıdır.. Ama gözler fel fecir okur(nasıl birşeyse felfecir)
Bu tip arkadaşlara geliştirilebilecek tabiki çeşitli edebiyatlar mevcut.. Mesela ''gizli tehtid edebiyatı'' dediğimiz tür bu arkadaşların dilinden anlayabileceği çok sevmeselerde işinize yarayacak bir türdür.. Halk arasında ''aba altından sopa göstermek'' diyede bilinen bu türde yapacağınız çok basit.. işinizin size bakan kısmını yapın ve direkt işi edebiyatçımıza paslayın.. veya sizden çıkarı olduğu bir konunun bahsini açıp ardından bir şeyler rica edin.. sorumluluk onda iken edebiyat değil iş yapacaktır emin olun..
Mesela İsmet iş yapmaz edebiyat yapar, ama onun işi edebiyat yapmaktır.. Öyle değilmi İsmet?
İsmet: Dur abi karyendesin hıçkırığını dinliyorum, sinartrskinin piyonosundan... bugün yine yeşil giymiş...
0 Yorumlar:
Yorum Gönder
<< Ana Sayfa