Üç silahşörden hayata dair leziz, hafif gözlemeler.

Pazar, Haziran 05, 2005

Canımız Ciğerimiz Ve Efsanelerimiz

Efsane kelimesi size neyi hatırlatır? Nasıl bir havaya sokar bilemem.. Bunu bilememi yadırgamıyacaksınız sanırım:P

Ama dikkat ettiniz mi? Neye dediğinizi duyar gibiyim.. Tabiki efsanelere... onlar her yerde.. Öyle bir memleket ki her yerinde bir efsane var.. :)) Çok eğlenceli aslında.. Bunu bir şehir haritasına bakarak tahmin edebilirsiniz.. Nasıl olduğunu anlatacam.. Ama daha önce şunu söyliyim.. kasaba ve köyler isimlerini ya ünlü olan bir özelliğinde veya efsanelerden alır..

Ben bir şehir haritasında gördüğüm köy isimlerini incelediğimde hissettim bunu.. Beni etkileyen ''yağcılar'' köyü oldu:)) umarım çok yağ çıktığı için böyle bir isim koymuşlardır:) biz bu köye hayalende gittik bizi bir kilometreden ''vay abim gelmiş beee' diye karşılayan insanlar gördük:))

Bu efsane olayının tek kaynağı yaşlılardır.. İşin en eğlenceli tarafı efsanelerin yargılanması söz konusu değildir:) Yani ne anlatıyorsa odur.. Hatta her nesil kendinden bir şeylerde ekler gibime geliyor:) Hoş olan insanların kabullenişi ve yadırgamamları:)

Ama anonime ait olan herşeyde olduğu gibi bundada kim başlatıyor bunu kardeşim dememek içten değil.. Dıştan.. :P mesela armutlu adası diye bir yer var.. bilirsiniz.. bilmiyorsanız size efsanesini anlatayımda öğrenin:P

Bundan çok çok ama tahmin ettiğinizden daha çok zaman önce burada hayvancılıkla uğraşan mazbut bir halk yaşarmış..Mazbut olduğu kadarda müsbit insanlarmış:))) Hatta müsbit oldukları kadarda müşevveş insanlarmış:) (bu son iki kelimeyi bende bilmiyorum).. İşte bu halkın reisinin bir kızı varmış kör mü kör bir kızmış bu (köpkör yani) ..:) Reis kızının körlüğüne çok üzülürmüş.. Ne yapıp ne edip onun görmelisini sağlamalıymış.. Adamlarını diger adalara yollamış.. Amaa yüzerek giden hiç bir elçi geri dönmemiş:)) Reisin avcıları avlanmak için bir gun ormana gitmiş.. Ama hiç bir şey vuramamış.. eli boş gitmemek içinde orada ilk kez gördüğü bizim armut dediğimiz şeyi almış ve bunu vurdum diye reise götürmüş.. Oda kızına vermiş.. Kızda elinde armutuyla adayı boydan boya gezerken denize düşmüş ada bu ya:) ve kafasını çarpması sonucu gözleri açılmış.. Reiste bunun armuttan olduğunu zannetmiş ve avcıyı ödüllendirmiş kızıyla evlendirmiş... O adayada armutlu demişler... Yerseniz tabi:)))

...gibi hikayelerle doludur etraf... Bizde bir keresinde mudanya-istanbul feribot hattında bu efsane geyiğini yapmıştık.. Çokta eğlenceli olmuştu... Bakın kısaca öğretiyim.. Biriniz dede oluyorsunuz diğerinizde saftirik torun oluyor:) torun sorar dede sıkar.. olay budur..:)

Gelin bizde efsaneler yazalım:))) Gelecek nesiller için bir şey yapmış oluruz hem.. Ne demiş söz sahibi.. ''Efsanesi iştir kişinin lafına bakılmaz''.. yaaa ne kadar önemli şimdi daha iyi anladık dimi?

1 Yorumlar:

Blogger tipyedi dedi ki...

sevgili tipbir, o zaman ist.a niçün gidiyorduk biz. hafızamı çok zorladım ama hatırlayamadım. en yoğun (intensive) geyik dolu anlardan biriydi.

efsane demişken birde şehir efsanelerini hatırlatmadan geçmemek lazım.

1:45 ÖS

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa