Üç silahşörden hayata dair leziz, hafif gözlemeler.

Salı, Ağustos 16, 2005

Bir Tatilin Anatomisi

Şuana kadar yaptığım birşey değil.. Ama bunu ilk kez de yapmıyorum.. Hoşuma gittiğini söyleyemem ama yapmamak için yeterli bir sebepte yok ortada.. Muhteşem bir tatilden bahsedicem size.. Nefeslerinizi tutamayacaksınız.. Halbuki nefeslerinizi tutacaksınız derler ama benim tatilimin farkı burda insanın solumuna yardımcı oluyor.

Herkesin tatil tatil çığlıkları ile ülkemizin güneyine aktığı ve çalıştığım fabrikadan da bir çok insanın yoğun katıldığı bir dönemdi.. Tam kapasite çalışan bir fabrikanın sessizliği tahammül edilecek birşey değil.. Muhterem çalışma arkadaşlarımın harika tatillerinin ilk haftasında ben fabrikayı onlar için bekledim.. Aman ne bekleyiş, çaylar sabah alınıp akşama kadar muhabbetin dibini bulamadık.. Pilot deneyimi olmuş bir arkadaşımızın ben uçarken diye başlayan ve avcı hikayeleri modunda gelişen ilginç muhabbetler.

Tabi yapılan şey nekadar keyifli olursa olsun tadında bırakmak lazım.. Bende ikinci hafta müthiş bir planla çarşambadan itibaren izni aldım.. Ne muhteşem karar değil mi? Değil tabiki. Neyse çarşamba işe gitmedim.. Öyle zannettiğiniz gibi bir planım yoktu ama herkes tatildeyken benimde tatilde olmam psikolojik olarak rahatlatıyor insanı..

Ve aynı günün akşamına bir halı saha maçı organize edildi Ahmet San eşliğinde.. Böylesi muhteşem bir seramonide bulunmamak olmazdı tabi.. Neyse biraz geyik sonra maç.. Harika oyunumu ayağımı kırma pahasına girdiğim mücadele ile sonlandırdım.. Ayağımı elime verdiler evime yolladılar.. Aslında işin korkunç yönü benim o ayakla maça devam edip bitirmem idi.. Ne şuur ama! Gerçi hiçbir takım arkadaşım farkında değildi aptığım fedakarlığın.. Hatta koşamadığım için fırça bile yemiş içime atmıştım.. O zaman bu zamandır içime kaçık biri oldum.. Bugünlerde sadece kaçık birisiyim.

Eve geldiğimde ayağım bir buçuk porsiyon olmuştu.. Ve nefis tatilimin temelini oluşturan hadiseydi bu.. Yani tatili biraz daha yavaş yürüyerek yorulmadan, hayatın acı veren tadını çıkara çıkara yaşadım.. Ayağımdan kaynaklı cidden dinlendim. Ama bu süreç benim içinde çok sakin değildi.. Bir nişan merasimi, bir iş yemeği gibi organizasyonlara katıldım, istanbul dan gelen nadide şahsiyet tipyedi ile geleneksel buluşmamızı bile gerçekleştirdim... Hatta davetlere katılmakla kalmayıp çalan her müzikte oynadım.. Tabi en doğal haliyle ''zıplayıverdi çekirge'' şarkısında en güzel oynayan bendim.(sekerek oynayan başka biri yoktu)

Beşiktaşımızın galibiyeti tatilin en keyifli hadisesi oldu benim için ve hakemin düdüğü ile tatile noktayı koydum.. Bugün işime döndüm, dinlenmiş ayağı şiş ve sekerek yürüyen enerjik biri olarak.. Biliyorum çok entresan değil kaldıki ilginizide çekmiyor ama yinede genel kültür olsun bilin bunları:)

2 Yorumlar:

Blogger tipyedi dedi ki...

Ayak ne alemde sahi? Davul gibiydi. Ama bir maçtan diğerine koşturursan olacağı bu.

Benim gibi al bir dağ bisikleti kurtul, bacaklarım düşmekten mosmor ama hala yürüyebiliyorum.

1:20 ÖS

 
Blogger tipbir dedi ki...

hala problem var.. şişlik kısmen indi ama acı var abi acı var:) futboldan vaz geçemem.. ama bi bisiklet alırım belki.. en azından maçlara onunla giderim:)

12:24 ÖÖ

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa