Üç silahşörden hayata dair leziz, hafif gözlemeler.

Çarşamba, Ağustos 10, 2005

Tebdil-i mekânda ferah vardır

Yabancı bir ülkede bulunmak insana tuhaf bir özgürlük hissi yaşatıyor.

Ülkemizde çok sayıda "tabu" olmasının bunda önemli bir rolü var. Ama yine de temelinde yatanın kendi hayat rutininden dışarı çıkabilmek olduğunu düşünüyorum. Üstelik bambaşka insanlar görmek, onların düşünme şekillerini farketmek, farklılıklar hayata keyif katıyor.

Aynı kokuların zamanla hissizleştirmesi gibi aynı toplum içerisinde aynı çevrede aynı odada bulunmak insanın detayları farketmesini çok zorlaştırıyor.

Belki de burnumuzun dibindeki güzellikleri göremeyişimizin, halbuki herhangi bir yabancının hemen farkedişinin, tersten bakalım, biz yeni bir yer gördüğümüzde her detayla ilgilenmemizin temelinde bu var.

Alışkanlık, alışmışlık içerisine düşmeden eskilerin tabiriyle ünsiyet peyda etmeden yenilemek, yenilenmek, yeni yerler görmek, bambaşka insanlar tanımak lazım.

Yazı iyi değerlendirmek lazım.
Kumların üzerinde tembel tembel uyuklayarak nereye kadar.

3 Yorumlar:

Blogger tipbir dedi ki...

değişim her zaman insanı motive eder. ünsiyetten kurtulmakta ders eskiler.. alışmışlık beraberinde bir monotonluğu ve bıkkınlığı getirirki güzel olandan zevk alamaz hale gelir insan.. hpimizin yapısında var bu.. ama herkes bir yerlere gidemeyebilir.. Bence farklı bakmayı bilmek lazım.. yapacağımız şey her zaman geçtiğimiz sokaktan geçerken o sokakta olupta daha önce dikkatimizi çekmemiş şeylere odaklanmak.. bu içimizde bulunduğumuz durumu farklı bir açıdan görmektirki kesinlikle daha yaşanabilir hale getirir hayatı.. tabi yeni yerlere gitme imkanınız varsa tabiki gidin.. turist olmanın (iç veya dış) dayanılmaz özgürlüğünü damarlarınızda hissedin.. güle güle:))

1:17 ÖÖ

 
Blogger tipbir dedi ki...

kesinlikle katiliyorum cenk.. insana çok sey katıyor.. bende 5 ay kadar afrikada bulundum.. keyifli bir süreçti.. yakın zamanda italya planlarım var.. birde avrupa olmalı dimi:) perspektifi genişletmek lazım.. en büyük faydası şuki; farklı kültürden insanlar olayları farklı ele alabiliyor.. buda bakış açısı zenginliği katıyor insana.. Böylece çözüme her zaman daha kolay varabiliyorsunuz.. Bir diğer faydasıda şu güzel ülkemizin ve insanımızın birde tabiki yemeklerimizin kıymetini anlamak:) zannediyorum hem fikirsiniz.

12:47 ÖÖ

 
Blogger tipyedi dedi ki...

Ben sadece yemek hususuna katılıyorum. Almanya'nın her yerini gezdim o yemyeşil ülkeye bayıldım. Yemekleri ise rezaletti. Neyseki Türk restoranları var. H.sonu bir arkadaşım İsviçrenin çok daha güzel olduğunu söyledi. Çok daha güzelini düşünemiyorum.

Birkaç iyi insan Türkiye çöl olmasın derken çöl oldu bile bence. Belki dünyanın en güzel ülkelerinden biri olurdu. Ama geçmişle bağımızı koparırken estetiklede kopardık. Geçen mimarlar zirvesinde ünlü mimarlardan biri Sultanahmet istanbulun simgesi olsun dedikten sonra esenler ve gop tarafını görünce mimar sinanın torunlarının bu evleri yaptığına inanmıyorum demiş.

Mimar sinanın mimar torunlarına işi bıraksaydık belki daha yaşanır bir şehir hayatımız olurdu.

3:44 ÖS

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa