Üç silahşörden hayata dair leziz, hafif gözlemeler.

Perşembe, Ağustos 11, 2005

Lütfen Tracking Ayarıyla Oynayınız

Yaşam doğumla ölüm arasındaki süreçtir herkesin bildiği gibi.. Ve yaşamın çeşitliliği insan sayısı kadardır.. Kimisi memnundur hayatından kimisi alabildiğine şikeyetçi.. Memnun olmanın ölçüsü nedir sizce? Bana sorarsanız beklentilerini kanaatkarlığı ile törpüleyip imkanlarını sonuna kadar kullanıp haline şükreden.. Peki memnun olmayan? Oda önü alınmaz hayal ve isteklerine imkanları dahilinde ulaşmanın imkansıza yakın olduğunu görüp her defasında dile gtirenlerdir..

ewet kendi hayatımızı değerlendirişimiz dahil çevremizdeki insnlarında bu konudaki hislerine tanık oluyoruz.. O zaman hayatı yaşanır kılan nedir? Veya hayat daha nasıl yaşanır kılınabilinir.. Bu işin ucu biraz ekonimiye dayanıyor zannediyorum.. Ama bunun yanında düşünce yapısı olaya taban oluşturuyor.

Hayatı zevkli hale getiren şeyler hoşumuza giden şeyleri yapmamızla alakalıdır.. Her zaman istekler, hedefler var hayatımızda hayallerimizde.. İşin özü şuraya gelmek istiyorum ki hedeflere ulaşma kazanç sağlama veya fayda sağlama adına kaybetmeyi göze alarak bazı teşebbüslerde bulunduğumuz ve adına risk dediğimiz hadise...Sizce riskin hayatımızdaki yeri nedir ve ne olmalıdır. Veya yeri olmalımı gerçekten..

Risk; tdk nın dediğine göre zarara uğrama tehlikesidir..

Hedeflere ulaşma adına risk almak şart mıdır o zaman? Bazen hayır ama genelde evet.. Bu daha çok hedefin ne olduğu ile alakalı.. Peki ne kadar risk alıyoruz hayatımızda hedeflerimize ulaşıp hayatı daha yaşanır kılmak için. Bu sizi risk almaya teşvik etmek değil ama bu konuda kararlı olup kendinize güvenmenizle alakalıdır.. Risk almadan nereye kadar gidilirki? Bazıları bundan keyif alabiliyor.. Kaygısız başım ağrısız dişim hesabı..

Bununla beraber riski ne şartlarda ve ne zaman almalıyız.. Bu hedefin belirlediği bir bilgidir.. Ama hayat standartınızı etkileyecek bir risk ise 35 i geçirmeyin derim.. İlla denenmeli mi bence hayır.. Bir ışık görmeyle alkalı, imkanların olgunlaşmasıyla alakalı..

Ama aklımızın hep bir köşesinde olmalı.. Size herşeyinizi kaybedeceğiniz riskler alın demiyorum ama denemek lazım.. Yoksa olduğumuz yerde sayar veya arpa boyu ilerleriz..

Bunun yanında hayatı yaşanır kılan bir duygu varki burada söylemeden geçemiyeceğim.. Heyacan.. Evet heyecanı yaptığımız her işte duymalıyız, onu hissedemiyorsk, renk tüpü bitmiş bir televizyon gibi keyifsiz ve zevksiz olur hayatımız.. rengi kaçar kısaca.. Hadi arkadaşlar renklendirelim.. hiç olmadı tonunu değiştirelim, daha yaşanır bir haya için..

6 Yorumlar:

Blogger zynp dedi ki...

daha yasanılır bir hayat icin ben karayı seciyorum... cok seviyorum lanet olasıca rengi ... melankolik kılıyo herzaman ...

3:59 ÖS

 
Blogger tipbir dedi ki...

hoşgeldin azey.. gülüşün konusunda uyardığın için teşekkürler.. en azından kendin hakkında net bir bilgi verdiğine göre kendiyle barışık vede şık birisin:)

hayat melankolik oluncada yaşanmaz alkolik oluncada:) bende severim karayı denizide severin:P nam-ı değer siyahtan bahsediyorum. hani şu beyaza çok yakışan:) hem insanı zayıf gösteriyor hem karizmatik.. haliyle insan iyi hissedebiliyor kendini.. ama her zaman karayı bulamayabiliriz.. beyaz gibi herşeyiyle net ve belirgin bir renkle veya insanı içi içine sığdırmıcak enerjiye sahip olan kırmızıyıda dene.. en azından yavaş yavaş karanın yanında kullan:) yemeklerden sonra gunde iki kez..
sana neşeli ve renkli hayatlar diliyorum.. takıl bize kısmen daha eğlenceli bir bloguz..

11:07 ÖS

 
Blogger zynp dedi ki...

kırmızıyı severim ama bana bi dokunusuyla kenti yıkacak guc verir o yuzden uzak dururum ondan korkarım kırmızıdan..

beyazida severim ama sutu hatırlatır bana e bende sutten cıkmıs ak kasık olmadıgıma gore pismanlık duyarim sonra ..

ama siyah; beni cocukluguma sıgındırır,rahat ederim onun yanında, guluslerimi saklar hayattaki tedirginligi ortadan kaldırır ulastırmaz bana iste buyuzdendir karayi sevisim olumsuz ne varsa alır saklar koynunda bana gostermez ...

9:57 ÖÖ

 
Blogger tipbir dedi ki...

saklayacak ve yüzleşecek bir şeyimiz varsa karalar altında yine vicdanlarla başbaşadır insan.. yüzleşmeli tüm cesaretle.. ben diyemem illa karayı sevme diye.. ama derimki sevmelisin diğer renkleri.. yıkmalısın belki kırmızı ile tüm dünyayı.. aklara bürünerek alnını dik tutmaya çalışmalısın.. yeşil ile ineklerden alabildiğine kaçmalısın..:)) mavi diyince enginliği veya zenginliği ne hissettiriyorsa tadını çıkarsaya kadar.. sana bir prizma vermek isterdim.. ışığın içindeki rengarenk dünyayı seyretmen için.. tipdörtün dediğinide yaparsak zıplayalım hep beraber.. seviçten veya çılgınlıktan.. haydi durma zıplaaaaaaa.

12:35 ÖÖ

 
Blogger zynp dedi ki...

biliyor musun bugun uyudum gece rahatsiz etmedi beni :)

10:14 ÖÖ

 
Blogger tipbir dedi ki...

bak cözümü bulmuşsun:))

1:09 ÖÖ

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa