Üç silahşörden hayata dair leziz, hafif gözlemeler.

Çarşamba, Ağustos 31, 2005

Çözülemeyen sorun

Dünya da hala tartışılan ve çözülememiş mevzulardan birinin kadın erkek ilişkileri olmasını oldukça gariptir. Zira kadın ve erkek hayatın en başından beri birlikte. Ozon tabakası sorunu bile son 20 yıldır vardı ve duyduğuma göre artık çözülmüş.

Neden aslında açık. İnsanlık olarak ay'a adam göndermiş, hatta mars'ın üzerinde gezinen robotları yapmış olabiliriz. Hatta süper bilgisayarlar artık saniyede bilmem kaç trilyon hesap yapıyor da olabilir.

Bilim ve teknolojide yaşadığımız bu gelişmeler eve gittiğinizde hiçbir diferansiyel denkleme benzemeyen ve mantık yoluyla çözemeyeceğiniz bir canlı olan kadın'ı çözebileceğimiz anlamı taşımamaktadır. Ama erkekte her zaman çözme beklentisi ve gayreti vardır. Şahsen günün birinde çözülebileceği düşüncesinde de değilim. Hülasa, problemin varlığında sorun erkekte değil kadındadır efendim. Zira neden-sonuç ilişkisinde problemler mantık ile çözülsede kadın çözülemez.

Yukarıdan bakıldığında görürsünüz ki ilişkilerde kadınların işi çok kolaydır. Erkek düşünce yapısı son derece stabildir, dümdüzdür ve sadece mantık bilimi ile ilgili fikir sahibi olmanız bile yaptığı her harekete bir anlam vermeniz için yeterli olacaktır.

Örneğin yapılan bir hataya kızar, ama zamanla sakinleşir. Zira sürekli kızgınlık ve kin tutmak gereksiz enerji israfıdır, ne gereği vardır şimdi. (Bakınız ne kolay anlaşılıyor). Halbuki kadın kızarsa hafızasında kızdığı hata ile ilgili kalıcı bir yer açar. Oraya yazar. Sürekli flashback ile hatırlar, tekrar tekrar düşünür durur. Bununla da kalmaz, her fırsatta alakasız bile olsa bu hatayı size de hatırlatır, intikamını kat kat fazlasıyla almaya çalışır. Enerji israf eder, hafıza tüketir, gereksiz yere zahmet çeker, kendini üzer ama bu mantıksal gerekçeler unutması için yeterli değildir.

Kadınların tamamen duygularıyla hareket ettikleri söylense de bu genelleme tüm genellemeler gibi yanlıştır efendim. Bilinmeyen güçler tarafından kadın çözülemeyecek bir bilmece olarak hayatımıza konmuştur. Çözülemez, çözülmesi beklenemez, ümit bile edilemez.

Bazen düşünürüm, tüm dünya erkek olsaydı (mitos ile bölündüğümüzü düşünün) medeniyet ne durumda olurdu. Tabiki dünyamız dev bir tatil köyü gibi olurdu. Zira kafalarımızı %80 işgal eden sıkıntıların kökenine indiğinizde aslında anlam veremediğiniz ama bir nedenle "ki bu sevgi veya aşk olabilir aşk konusu ayrıca incelenecektir" sizden beklentileri karşılamak için deliler gibi çırpındığınızı görürsünüz.

Kadın ve erkeklerin ortalama yaşam süresine hiç dikkat ettiniz mi.
Kim daha uzun yaşıyor sizce? Peki neden? Aşikar değil mi..

Durum bundan ibaret. Kötü haber; bu yazı hiçbir şeyi değiştirmeyecek.

8 Yorumlar:

Blogger tipbir dedi ki...

birincisi sen bir erkek olarak probleme objektif yaklaşamazsın.. her zaman kendi açından bakacaksın.. aynı problemi ki bu bir problemse.. kadında çözemez.. çünkü oda kendi açısından ele alacaktır ve karşı tarafı suçlayacaktır senin yaptığın gibi.. Şimdi bu ilişkiyi problem olarak ele alırsak bir problemi çözmek için herşeyi net görme adına objektif bakmak şarttır.. Ha bu ne demek.. Bu ne erkek ne de kadın olan birinin meseleyi ele almasıyla çözülebilir demek.. Ama yanlış anlamayın hem kadın hem erkek olanlardan bahsetmiyorum:)

Tabi bu bir problemse... Ben olayı bir realite olarak görüyorum.. yani dünyadaki her olayı problemdir veya değildir diye ele alamazsın.. veya öyle olmak zorunda değil.. Evlilik bir yaşam sanatıdır.. kadın diye bir canlı vardır ve fiziki olsun ruhsal olsun belli özelliklere sahiptir ve erkek denen canlıda daha farklı özelliklere sahiptir.. ve bunlar birbirleri için yaratılmıştır.. yani kadın erkek için erkek kadın içindir.. böyle bir gerçek varken olabilecek ilişkiyi nasıl problem olarak değerlendirebiliriz..

Peki duyduğumuz sıkıntılar da neyin nesi evliliklerde.. oda insanların yeterli empati yapamaması ve karşıdakinin niteliklerini yok saymasıyla alakalıdır.. daha fazla yazıp sıkmak istemem ama size bir müjde ortada ne çözülmeyi bekleyen nede çözülmesi imkansız bir problem vardır.. Rahat olun.. sevin sevilin.. Hadi buda tipyeidye kapak olsun:)

11:56 ÖS

 
Blogger tipyedi dedi ki...

Kendi açım veya kale kamerasının açısı değil sorun. Mantıl düzleminde bir değerlendirme yaptım. Sen orijini başka bir değer olarak alırsan başka yorumlar yapabilirsin. Gerçek ortada. Kadını mantık ile değerlendirmeyeceksin, anlamaya çalışmayacaksına getiriyorum.

Yes my dear programını yükleyip ne derse kafa sallayacaksın. Yoksa geçinemezsin zaten.

9:11 ÖÖ

 
Blogger G.E. dedi ki...

(...)Büyük çoğunluk sevme sorununu, sevmek'ten kişinin kendi sevme yetisinden çok, sevilme sorunu olarak görür. Bu yüzden onlar için önemli olan nasıl sevilebilecekleri, nasıl sevimli olabilecekleridir. Bu amaca ulaşmak için çeşitli yollara başvururlar. Özellikle erkeklerin yeğlediği yollardan biri, başarılı olmak, yaşadığı toplum içinde büyük ölçüde güç ve para elde etmektir. Kadınların seçtiği bir yol da, vücuduna, giyimine bakarak alımlı olmaya çalışmaktır. Kadınlarla erkeklerde ortak olan bir başka göze girme yolu, hoş davranışlar edinmek, ilgi çekici bir biçimde konuşabilmek, yardımsever, alçak gönüllü olmak ve kimseyi incitmemektir. İnsanın sevimli olmak için yaptıklarının çoğu başarılı olmak, ?dost edinmek ve başkalarını etkilemek? için yaptıkları ile aynıdır. Aslına bakarsak bizim ekinimizdeki birçok insanın sevimli olmaktan anladığı, herkesin hoşuna gitmekle albenisi olmak arasında bir şeydir.
Sevgi konusununda öğrenilebilecek bir şey olmadığı sanısını doğuran ikinci önerme de sevginin bir yeti sorunu değil, bir nesne sorunu sanılmasıdır. İnsanlar sevme'nin kolay olduğunu, asıl güçlüğün sevecek ? ya da sevilecek ? nesneyi bulmak olduğunu sanırlar. Bu tutumun, çağdaş toplumun gelişme tarihinde yatan birçok nedeni vardır. (...)
Erich Fromm'dan bir alıntı.

Saygılarımla...

4:03 ÖS

 
Blogger zynp dedi ki...

ben boyle uzun uzun yazamayacagim sadece tek bir cumle edecegim.

kadın erkek farketmez; egolarınızı birer legoparcası gb kullanmayın yeter.

sevgi ve saygılarımla...

4:48 ÖS

 
Blogger tipyedi dedi ki...

Sevme ve sevilme ilişkilerin bambaşka bir boyutu.

Ben erkeklere diyorum ki kadınları mantık çerçevesinde değerlendirmeyin. Hep yanılırsınız. Zira bende yanıldım etrafımdakilerde.

Kadın, erkek aslında çook farkeder. Egolarını kullanmıyor olsalar bile çok iyi niyetli erkek hareketleri kadınlar tarafından inanılmaz derecede yanlış anlaşılıyor.

Arkadaşlarımın evliliklerinde gördüğüm beni çok korkutuyor. En ideal koca adayı dediğim çok yakın dostum bile eşinden ayrılmak üzere. Daha 2 yıl oldu. Nedenlerinin temelinde kadın-kadın çatışması ve bunun etkilerini bizimkinin mantık düzleminde değerlendirmesi, iyi niyetle çözüm üretmeye çalışması var. Tabi arada kaldı ve yıprandı.

Erkeğin kendi değer ölçülerine göre inanılmaz derecede hoşgörülü ve sakin olması lazım. Çünkü mantıki değerlendirip her defasında şaşırıyor, hüsrana uğruyor. Mantıktan kastım da bildiğiniz neden-sonuç ilişkisi arasındaki tutarlılık.

6:27 ÖS

 
Blogger tipyedi dedi ki...

Bu arada yazımda eleştirel tarzım kadın erkek ilişkilerini çözmek için mantığın ötesini arayına çıkıyor. Çok hoşgörülü olmalı ve konuşmadan önce iki kez düşünmeli bence. Mantıkla yorumlama hatası yapılır ve sinirlenilirse hemen ortam hiç konuşmadan terk edilmeli. Sakinleşilmeli.

6:34 ÖS

 
Blogger tipbir dedi ki...

herşey neyi nasıl görmek isterseniz öyle görürsünüz.. siz bir problem görmek istiyorsanız bir bütünün içinde her zaman eksik ve yanlış olanı ele alacaksınız.. kadın erkek ilişkilerinde sevme sevilme anlamında dışa verdikleri görüntüler ve tepkiler konusnda erich fromm a katılıyorum.. ama bu bizim üzerinde olduğumuz konu değil..

Kadını mantık içerisinde değerlendirmemek doğru mu? bu sevgili tipyedinin yazısındaki temel düşünce.. iyi geçinmek istiyorsanız mantık çerçevesinde kadını değerlendirmeyin diyor.. Ama iş tam anlamıyla böyle değil.. sadece empati diyorum.. evet kadının olayları değerlendirdiği bazı taban bakış açıları var.. bunları bilip ona göre ilişkiyi sağlıklı yürütmek.. olay bu yaa.. büyütmeyin gözünüzde.. lütfen dünyayı kendi çevrenizde döndürmeye çalışmayın.. azeyin dediği gibi egolarınızı koyun bir kenara.. siz başkası için yaşamayı öğrenemezsiniz mutlu olmanız zordur..

10:38 ÖS

 
Blogger tipyedi dedi ki...

Hangi erkek bir kadına empati yapabilir. Teknik olarak imkansız bu. Kadınlar ne ister'i seyretmedin herhalde:))

Taban bakış açılarından bahsetmişsin. Nedir onlar?

Ben iki tanesini biliyorum sanırım. Ne zaman suistimal etsem her defasında işe yaradılar. Derler ve desinler. Yani başka insanlara anlatabileceği şeyler yap ve başka insanların eleştirebileceği durumları engelle. Arandaki ilişki veya hissettiğin gibi yaşama ikinci planda.

Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün. Bu güzel temel prensibi yok sayacaksın, o zaman başarılısın ilişkinde. Başkalarının ilişkinizi görmesini istediğin gibi yaşa yani olduğun gibi görünme. Malesef.. Aksini iddia eden? İmkansız.

10:59 ÖÖ

 

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa