Üç silahşörden hayata dair leziz, hafif gözlemeler.

Cumartesi, Eylül 16, 2006

hitabet... derken sesleniş kastedilmiştir :P

eeeey blog gencligi:)))

birinci vazifen bloguna duzenli biseyler yazmandır. duzenli derken yazının içerigi degil yazma sıklıgın kastedilmiştir:P

blog acmanın temel sebebi budur. acma derken börek cörek değil bir bloga sahip olman kastedilmiştir.

bu blog senin en kıymetli hazinendir bu alemde. alem derken gece hayatı değil sanal alem kastedilmiştir:P

senin blogunu canlı tutma istegini kıskananlar engellemeye calışanlar olacaktır. onlara hooooşt diyerek klavyenin başına gecip, parmaklarını çalıştırmalısın. parmaklarını calistir derken klavye ile parmak arasındaki en mantıklı fiil kastedilmiştir:P

birgun blogun gaspedilmiş, hiçbir yazına yorum yapılmamış veya sanal alemi çökertilmiş gorursen; sağa sola bakmadan bu zorlugun üstesinden geleceksin. üstesinden derken yüzeysel anlamda değil çözümü meselnin köküne inerek halledeceksin:P
işte guzelim bu durumlarda dahi olsan ole ben canım istediğinde yazıyım yok benim keyfimin kahyası mı var falan demeden blogunu yaşatma arzunu damarlarında hissedip gerekirse uykusuz kalma gerekirse asosyal olma gerekirse işten atılma pahasına dahi olsa bilgisayarın başına oturup iki satırı dostlarınla paylaşmak sanal alemin senin üzerindeki hakkıdır. Hakkı derken herhangi biri kastedilmemiştir :P
şimdi; ey genc blogger, oyle kaval kaval bakacagına oturda bişeyler yaz, yazki seni bekleyen binlerce göz mahsun kalmasın. oldu mu? :))

ismet bu soylediklerin senin içinde gecerli, genclik dedim diye yok bizden gecti yok yaslandık biz, zaten bana hitap edilmemiş yok benim adım adım gecmiyo hakkı kimse o yazsın falan deme, yırtacagını sanıyorsan yaniliyorsun. zaten yırtmıssın yırtacagın kadar...