Çözülemeyen sorun
Dünya da hala tartışılan ve çözülememiş mevzulardan birinin kadın erkek ilişkileri olmasını oldukça gariptir. Zira kadın ve erkek hayatın en başından beri birlikte. Ozon tabakası sorunu bile son 20 yıldır vardı ve duyduğuma göre artık çözülmüş.
Neden aslında açık. İnsanlık olarak ay'a adam göndermiş, hatta mars'ın üzerinde gezinen robotları yapmış olabiliriz. Hatta süper bilgisayarlar artık saniyede bilmem kaç trilyon hesap yapıyor da olabilir.
Bilim ve teknolojide yaşadığımız bu gelişmeler eve gittiğinizde hiçbir diferansiyel denkleme benzemeyen ve mantık yoluyla çözemeyeceğiniz bir canlı olan kadın'ı çözebileceğimiz anlamı taşımamaktadır. Ama erkekte her zaman çözme beklentisi ve gayreti vardır. Şahsen günün birinde çözülebileceği düşüncesinde de değilim. Hülasa, problemin varlığında sorun erkekte değil kadındadır efendim. Zira neden-sonuç ilişkisinde problemler mantık ile çözülsede kadın çözülemez.
Yukarıdan bakıldığında görürsünüz ki ilişkilerde kadınların işi çok kolaydır. Erkek düşünce yapısı son derece stabildir, dümdüzdür ve sadece mantık bilimi ile ilgili fikir sahibi olmanız bile yaptığı her harekete bir anlam vermeniz için yeterli olacaktır.
Örneğin yapılan bir hataya kızar, ama zamanla sakinleşir. Zira sürekli kızgınlık ve kin tutmak gereksiz enerji israfıdır, ne gereği vardır şimdi. (Bakınız ne kolay anlaşılıyor). Halbuki kadın kızarsa hafızasında kızdığı hata ile ilgili kalıcı bir yer açar. Oraya yazar. Sürekli flashback ile hatırlar, tekrar tekrar düşünür durur. Bununla da kalmaz, her fırsatta alakasız bile olsa bu hatayı size de hatırlatır, intikamını kat kat fazlasıyla almaya çalışır. Enerji israf eder, hafıza tüketir, gereksiz yere zahmet çeker, kendini üzer ama bu mantıksal gerekçeler unutması için yeterli değildir.
Kadınların tamamen duygularıyla hareket ettikleri söylense de bu genelleme tüm genellemeler gibi yanlıştır efendim. Bilinmeyen güçler tarafından kadın çözülemeyecek bir bilmece olarak hayatımıza konmuştur. Çözülemez, çözülmesi beklenemez, ümit bile edilemez.
Bazen düşünürüm, tüm dünya erkek olsaydı (mitos ile bölündüğümüzü düşünün) medeniyet ne durumda olurdu. Tabiki dünyamız dev bir tatil köyü gibi olurdu. Zira kafalarımızı %80 işgal eden sıkıntıların kökenine indiğinizde aslında anlam veremediğiniz ama bir nedenle "ki bu sevgi veya aşk olabilir aşk konusu ayrıca incelenecektir" sizden beklentileri karşılamak için deliler gibi çırpındığınızı görürsünüz.
Kadın ve erkeklerin ortalama yaşam süresine hiç dikkat ettiniz mi.
Kim daha uzun yaşıyor sizce? Peki neden? Aşikar değil mi..
Durum bundan ibaret. Kötü haber; bu yazı hiçbir şeyi değiştirmeyecek.